Öyle, böyle renk değil. Pembenin en çingenesi, sarının en safranı,
mavinin en denizi, yaprağın çiğ yeşili burda. Küçük torbalarda da alabilirsiniz, kilo ile de. Bir gece önceden sokak başlarında
ateşler yakılacak yine, insan boyu kuklalar yapılacak, gece yarısı hindistan cevizi kırarak şamataya
başlıyacaklar. Borazanlar, teneke davullar uzaktan güzel gelen sesleri ile
bütün gece uyutmuyacaklar Mumbai halkını. Ertesi gün yani 27 Mart da bu ülkenin
en renkli en gürültülü, en eylenceli günlerinden birine başlanacak. Aman dikkat, eğer baştan aşağı boya
ile kaplanmak istemiyorsanız evinizden, otelinizden çıkmayın. Zaten hiç bir
dükkanı, alış veriş merkezini açık bulamazsınız, küçük büyük herkes ya boyasını almış, kötü emellerini yerine
getirmek için yollara dökülmüştür, ya da
bahçelerde balkonlarda annelerin ‘sakin evin içine doğru atmayın’
çığlıkları ile karşılaşmak için
kahvaltının bitmesini bekliyordur.
Bu eylencenin kökenleri
yaramaz tanrı Krishna’nın Gopi kızlarala oynaşmasıyla da bağlıdır, saygısız Holika adlı kızın, tanrılar tarafından cezalandırılmasıyla da. Holika ateşten
geçemez ,yanar ama kucağında tuttuğu iyilik sever Prahlad’a bir şey olmaz, onun
inancı tamdır çünkü. İşte bu yüzden
yakılan ateşlerin üstünden atlanılır büyük coşkuyla.
Başlangıç nedeni ne olursa olsun,
eylenceyi pek seven Hindistan halkı bu sene de toz renlkere
bulanacak. Boyalar piyasaya çıktı
bile. Sadece toz boya değil su tabancası da alınması gereken araç gereçten
biri. Su tabancası deyip geçmeyin,
üç metreye kadar su fışkırtan pompalısından tutunda , dört hazneli olanlara kadar çocuklardan çok
babaların oyniyacağı su tabancaları bunlar.
27 Mart Pazar sabahı ortalık çok sakin olacak. Yavaş yavaş gruplar açık alanlarda toplanmaya başlarlar,
tabii ki toplanırken toz boyaları
acımasızca birbirlerinin yüzlerine sürerler, avuç avuç başlarından aşağıya
saçarlar. Davullar çalar, en son
Bollywood şarkıları ile dans ederler; ortalık pembe, mor, sarı yeşil toz
bulutları ile kaplanır.
Yollarda pembeye boyanmış grup, mora bulanmış grupla boya atışmasına
başlar, eğer ‘kenardan bakayım bir iki fotoğraf çekeyim, ben bulaşmıyayım, bana
da bulaşmasınlar’ diyorsanız çok yanılırsınız. Göründüğünüz anda toz boya
yağmuruna hedef olursunuz, saçınız başınız , ağzınız burnunuz, üstünüz ,
fotoğraf makinanız, su şişeniz her
şey ama herşey renkahenk boya bulutunun içine girer ya da bulut
sizin içinize işler.
Akşama doğru eylencesi bol, dini kutlaması az olan bu festivalde hemde
40 derece varan Mart sıcağında
alkol , süt ve hint keneveri karışımı bhang dedilen içkiyi fazla kaçıran gruplar biraz tehlikeli
olabiliyor. Mumbai’nin sol omzuna yaslanan Arap Denizi’nin serinliğinden ve kumsaldan yararlanmak için insanlar akın akın Güneydeki Chow Patty'e
ve Kuzeydeki Juhu Plajına yol alırlar.
Kumsaldan pembe mor, mavi boyaların lekesi iki gün sonra anca
çıkacaktır. Ilık kumların
üstünde birbirlerine boya atarlar,
hiç renke bulanmamis bir yeriniz kalıncaya kadar uğraşırlar, kendinizi
korumaktan vazgeçip toz savaşına katılmanızi beklerler. İşte eylence o zaman
başlar. Kalabalığın arasında
dolaşıp toz boya satan küçük çocuklardan bir tomar boya alıp siz de atmaya
başlarsınız. Hiç tanımadığınız insanlarla havada uçuşan toz renklerin altında
kahkahalarla, çığlıklarla atlıya zıplaya
Krishna ve inek çobanı Gopi kızlar gibi esrik, bol renkli,
eylenceli bir gün
geçirirsiniz. Su tabancası ile
zararsız bir Rambo olma zevkini de tadarsınız. Hava karadıktan sonra bile tantana devam eder, insanlar boyaları
bittiği için değil ama artık
yorgunluktan ve sıcaktan halleri
kalmadığı için arkalarinda pembe toz bulutlari birakarak evlerine giderler. Gidemiyenler ertesi sabah kaldırımlarda
baştan aşağı boyalı uyurken görülebilirler.
Hint dininde evli hanımlar
alınlarının saç dibine kırmızı toz boya sürerler, tapınak rahipleri
sarı yada kırmızı boya ile dokunurlar inananların alınlarına. Yani toz boya gündelik hayatta
sık sık kullanılır. Sarı için zerdecal; kırmızı için de vermilion her
yerde satılır. Bu eylencede doğal
toz boyalar kullanılıyorsa da
geçen yıllarda sentetik
boya boya kullanıldığı için
ölümler olmadı değil. Kötü
kalpli kendini bilmezler sevmedikleri insanların arabalarına boya atarlar,
binaların camlarına kova ile boya serpiştirenler de olabilir. Mumbai polisi ellerinde uzun sopaları ile
kendilerini boyadan korumak ve yaramazlık yapanları yakalamak için çok
çalışırlar bütün gün. Neyse ki
ılık deniz banyosu hem ayılmak hemde boyaları temizlemek için iyi bir
bahanedir.
Eğer bu renk cümbüşünü
biraz daha kontrollü yaşamak istiyorsanız
büyük otellerde her yıl düzenlenen partilere de katılabilirsiniz. Pazar
açık büfeden sonra başlayan partiler açık havada sınırsız içki, sınırsız boya
ve sınırsız su fiskiyeleri sunarlar. Istediğiniz kadar boya atabilirsiniz birbirinize. Sıcak duş ve havlu ücrete dahildir. Bu eylenceli günün izleri anilarinizda boyalar saçlarınızdan
çıktan sonra bile kalacaktır . Benden söylemesi.
No comments:
Post a Comment