Monday, February 13, 2012

reddetmek mutluluktur.

Okul gonderme telasindan sonra hic tembellik yapmadan yukariya 'fitness salonu'na ciktim.  Bazi insanlar vardir, her yaptigi sey her zaman en guzeldir onlara gore, herseyin en iyisini  yaparlar , boburlenirler hayatlarindan; ve karnim agriyo bile dese bunu ovunulecek bir seymis gibi soyler, niye sesin karninin agrimadigina hayiflanirsin. Iste onlardan biri olan komsu hanim, benden once gelmis yurus bantinda terli sesler cikariyor. Bir saat birbirimizi yok sayip birbirimizden daha hizli yuruduk, daha agir seyler kaldirip indirdik. Odaya gelip dus aldim,  kahvaltiya indim, salata , mango, papaya kucuk fasulye filizi, mercimek ozu  yedim, odada cay yaptim kendime,  e maillerime baktim, buranin en buyuk dil okullarindan biri beni gorusmeye  cagiriyor.
 Ne hos. telefon ettim, buyrun gelin ne zaman basliyabilirsiniz, falan filan muhabbetleri.  Cok hos bir teklif. Benim burda yapacak sey olmadigi icin Kitty ve Nick'in ozel sekreteri ve hayat yonlendiricisi olmaktan kurtaracak, yemek pisirmek ve temizlikci kadina soylenmekten baska seylere yogunlasmami sagliyacak bir  is bu. Hem bu kadar yildan sonra  Ingilizce ogretmekten, sayisiz sinava hazirlamaktan da  hala keyif alirim.  Uzun uzun konustuk, hangi duzey, hangi kitap, hangi sinav, her sey cok uygun. Ama bir tek sorun var. Hergun 9.00 -2.00 arasi . Saat 2.00 de ordan cikip Kitty 'yi almaya saat 3.30 da yetismem imkansiz. . 
Insanin neye oncelik verecegini  gozden gecirmesi iyi oluyor arada sirada. Kitty'i okuldan almaya gitmek (Halbuki Petersfield de seviniyordum, buyudu artik kendisi okula gidip geliyor diye) hem onun arkadaslarini gormek, hem arkadas anneleri ile tanismak, hemde bir sorun oldugu zaman ( ben soylenen bir anneyim) hemen gidip ogretmenlere konusmak icin gerekli. Bu birinci oncelik. Hem sonra bir suru tapinak, bir suru yeni sokak, kucuk dukkan, pazar, gidilecek 'kahve toplantilari',  gonullu olunacak bir suru aktivite, okunacak bir suru kitap, bir suru fotograf  var. Aksama ne pisirecegim telasi, sulanacak cicekler, balkondan bakilacak yesil papagan gibi kuslar var. 
 Ve teklifi reddettim. Inanmazsiniz bana nasil iyi geldi bu. Reddettim, cunku secim yapabiliyorum.  Reddettim cunku kizim daha onemli ve 'hayir' demeye gucum var.  Ve artik burda calisma izinim olmadigi icin zorunlu olarak anne ve es rolunu oynamak zorunda  birakildigim icin hayiflanmiyacagim. 
 Ablam  Banu skypei acmis. sabah saat 7.30 orda. Ben  sen sakrak konusurken o sabah telasi icinde.  Bir cirpida hersey anlattim ona ,'Oooo' dedi  'neler yasamissin sabah sabah', burda bir sey olacaga benzemiyor'.  Kikirdadik,  ben disari ciktim, kosedeki amcaya Nick'in pantalonlarini verdim kisaltmasi icin, tapinaga gidip Krishna gorunce sevinen insanlara baktim, anneme yarim kilo organik yesil cay aldim,   Cafe Coffee Day diye bir yere gidip  hindistan cevizi sutlu soguk kahve ictim, kasim pati cicek saksisi tasiyan bir Budhist dilencinin resmini cektim,  sonra eve geldim.  Hayat guzel.
 Reddetmek mutluluktur, secim yapmaktir, istemiyebilmektir.

No comments:

Post a Comment