Saturday, October 20, 2012

Durga Puja



Durga’ ana tanrıça Devi’nin bir  başka formu. Devi erkek tanrının yanı başında, onu tamamlayan, eksiğini gideren kadın taraf. Kadın tanrılar Hindu dininin önemli unsurlarından biri, onlarsız erkek tanrılar işlerini tam yapamaz; erkek tanrıda olsa hanımı olmadan hayatla kendi kendine basa çıkamaz. Ona akıl  verecek, savaşa giderken ‘aman arkanı iyi kolla’ diyecek, mızrağını, kılıcını akşamdan hazırlıyacak bir kadın lazım.   Shiva’nın hanımı Parvati’ de çok başarılıdır bu konuda.  Onu meditasyona çok dalmasın diye uyanık tutar. Devi  bilinç, sağduyu ve doğruyu yanlıştan ayırma tanrıçasıdır, Parvati’nin de avatarıdır.  Durga    Devinin kızgın, ateşli . sinirli  ve asabi hali. Bir sürü kolu ile her elinde tanrılardan alınmış bir yıldırım ( kızdı mı fırlatır haberiniz olsun)   üç uçlu mızrak  , bir evren çarkı, bir su kabı ( kendi kendine yetmeyi gosterir), yanında kükreyen aslanı iblisleri parçalarken,  kötü adamlar ayağının dibinde cansız, kan revan içinde yatarken  sakin, mağrur, yuvarlacık yüzlü , süsü pusu yerinde betimlenir.

Durga Ekim ayının sonunda kötülükle savaşır,  iblis kaç şekle girerek gelir onu rahatsız eder.  Kaç kere ‘bak oğlum  git!' dediyse de onu , insanları, evreni rahat birakmaz. En sonunda iblis korkunç kahkahasınını atarak saldırıya geçtiği zaman çok iyi bilinen şu sözle karşılık verir ‘Sen şimdi gül, ama ben senin yok edince gülme sırası tanrılara gelecek’.

İblis    Mahirashura   ben diyeyim öküz, siz diyin bufallo şeklinde gösteririlir. Çok gerçekçi  kavga sahnesinde Durga’nın arslanı bu bufaloyu parçalarken  her türlü detayla karşınıza çıkar. Arslanın dişler sipsivri hayvanın sırtına geçirmiş, pençeler   iyice kavramış, kan akıyor her çizikten, her ısırıktan; bufallonun kafası kopmuş, dil dışarda bir tarafa atılmış, ama o da ne? kesik boynundan kötülük, iblis yarı beline kadar dışarı çıkmış, Durga da onu mızrağı,  ok ve yayı ile şimdi yakalayıp işini bitirecek, iyilik yine kazanacak.     Nerdeyse Durga’nın zafer kahkahasını duyabileceksiniz . 
Hanımefendi  altın yaldıza boyanmış, gözler sürmeli,  eller ayaklar kınalı,burnunda hızma kulağa kadar pırıltılı zincirle uzatılmış, yüzünde sanki Pazar gezmesine gidiyormuş gibi en sakin gülümseme, iblisin işini  bitiriverecek, evrenin düzeni korunacak, ve her şey yoluna girecek.

Bütün bu kavga gürültü 4 gün boyunca Navrati festivalinde  kutlandı.  Kitty’nin okulunda bile  Cuma akşamı dans gösterisi düzenlendi , kızlar oğlanlar , hele hele anneler en pahalı sarilerini , yuvarlak eteklerini giyerek,  ellerindeki sopalarla dönerek dans ettiler.  Biz yabancılar beceriksizce ayak uydurmaya çalıştık, bizim giydiklerimiz onların ki ile baş ölçüsemedi, kenarda iki el çırparak tempo tuttuk.    Türk düğünlerinde Halay çekerken yabancılar  nasıl  ‘hadi bak sende yap böyle’  nidaları ile çekiştirilir araya alınır,  onlarda hopliya zıplaya  koşmaya çalışır ya   aynen öyleydi.    Küçük çocuklar bile daha güzel sopa dansı yaptılar, Hintli arkadaşlar ‘ beyaz insanlar pek güzel dansedemez zaten’ teorisinin gerçekliğine bir defa daha inandılar.  Biz köşelere saklanıp meyve suyu içtik, yemek atıştırdık. Mumbai Belediyesi çok anlayışlı değil, yüksek sesli müzik çalınmasından hiç hoşlanmaz, saat gece 10.30 da   parti bitti, herkes evine yollandı. Hava o kadar sıcaktı ki  klimalı evlere geri dönme fikri  ortada koşturarak dans etmekten çok iyi geldi. Televizyonda naklen yayınlanan büyük gösterilerdeki elbiselerin ışıltısı , saç süsleri, küçük paralardan yapılmış fesler, ayaklara takılan ziller , benim  süpermarketten alınmış Hint tuniğimin ne kadar  sönük ve sıradan olduğunun altını çizdi.


Bugün büyük ayin günü.  Bizim evin yakınında semt belediyesi ve bağışta bulununan iş sahipleri ile birlikte inşa edilen geçici tapınakta büyük , uzun  1000 kişilik ayin yapılacak, inananlara ücretiz yemek dağıtılacak.  Tapınakta 5 tane insan boyundan büyük  heykel var. En ortada Durga , arslanı,  çirkin iblis   kan revan içinde, en solda Durganın oğlu fil başlı tanrı Ganesh ve faresi ,  onun yanında zenginlik ve bereket tanrısı Lakşmi ve baykuşu , öbür tarafta Durganın kız kardeşi ve kuğusu   en sağda Ganesh’in çok popüler olmayan kardeşi, kaytan bıyıklı biraz ezik  tanrı Kartiki. Bunların karşısında oturularak çalınan  davullar gelen insanlara ayinde eşlik edecek.   Saat 4.00 gibi ayin başlıyacak.    Dün heykelleri görmeğe gittiğimde koruma görevlileri ‘size özel bilet verelim, kalabalığa girmeyin.’ dediler;  VIP değil VVIP  biletim olacakmış.  Bugün eğer beni hatırlarlarsa iyi, hatırlamazsa fotoğraf makinam yanımda, küçük su şişesi  çantamda  kalabalıkta yerimi alacağım,
Devamı akşama…



No comments:

Post a Comment