Durga’ ana tanrıça Devi’nin bir
başka formu. Devi erkek tanrının yanı başında, onu tamamlayan, eksiğini
gideren kadın taraf. Kadın tanrılar Hindu dininin önemli unsurlarından biri,
onlarsız erkek tanrılar işlerini tam yapamaz; erkek tanrıda olsa hanımı olmadan
hayatla kendi kendine basa çıkamaz. Ona akıl verecek, savaşa giderken ‘aman arkanı iyi kolla’ diyecek,
mızrağını, kılıcını akşamdan hazırlıyacak bir kadın lazım. Shiva’nın hanımı Parvati’ de çok
başarılıdır bu konuda. Onu
meditasyona çok dalmasın diye uyanık tutar. Devi bilinç, sağduyu ve doğruyu yanlıştan ayırma tanrıçasıdır,
Parvati’nin de avatarıdır.
Durga Devinin
kızgın, ateşli . sinirli ve asabi hali.
Bir sürü kolu ile her elinde tanrılardan alınmış bir yıldırım ( kızdı mı fırlatır
haberiniz olsun) üç uçlu mızrak , bir evren çarkı, bir su kabı ( kendi
kendine yetmeyi gosterir), yanında kükreyen aslanı iblisleri parçalarken, kötü adamlar ayağının dibinde cansız,
kan revan içinde yatarken sakin,
mağrur, yuvarlacık yüzlü , süsü pusu yerinde betimlenir.
Durga Ekim ayının sonunda kötülükle savaşır, iblis kaç şekle girerek gelir onu rahatsız eder. Kaç kere ‘bak oğlum git!' dediyse de onu , insanları,
evreni rahat birakmaz. En sonunda iblis korkunç kahkahasınını atarak saldırıya
geçtiği zaman çok iyi bilinen şu sözle karşılık verir ‘Sen şimdi gül, ama ben
senin yok edince gülme sırası tanrılara gelecek’.
İblis
Mahirashura ben
diyeyim öküz, siz diyin bufallo şeklinde gösteririlir. Çok gerçekçi kavga sahnesinde Durga’nın arslanı bu
bufaloyu parçalarken her türlü
detayla karşınıza çıkar. Arslanın dişler sipsivri hayvanın sırtına geçirmiş,
pençeler iyice kavramış, kan
akıyor her çizikten, her ısırıktan; bufallonun kafası kopmuş, dil dışarda bir
tarafa atılmış, ama o da ne? kesik boynundan kötülük, iblis yarı beline kadar
dışarı çıkmış, Durga da onu mızrağı,
ok ve yayı ile şimdi yakalayıp işini bitirecek, iyilik yine
kazanacak.
Nerdeyse Durga’nın zafer kahkahasını duyabileceksiniz .
Hanımefendi altın yaldıza
boyanmış, gözler sürmeli, eller
ayaklar kınalı,burnunda hızma kulağa kadar pırıltılı zincirle uzatılmış,
yüzünde sanki Pazar gezmesine gidiyormuş gibi en sakin gülümseme, iblisin
işini bitiriverecek, evrenin
düzeni korunacak, ve her şey yoluna girecek.
Bütün bu kavga gürültü 4 gün boyunca Navrati festivalinde kutlandı. Kitty’nin okulunda bile Cuma akşamı dans gösterisi düzenlendi , kızlar oğlanlar ,
hele hele anneler en pahalı sarilerini , yuvarlak eteklerini giyerek, ellerindeki sopalarla dönerek dans
ettiler. Biz yabancılar
beceriksizce ayak uydurmaya çalıştık, bizim giydiklerimiz onların ki ile baş
ölçüsemedi, kenarda iki el çırparak tempo tuttuk. Türk düğünlerinde Halay çekerken yabancılar nasıl ‘hadi bak sende yap böyle’ nidaları ile çekiştirilir araya alınır, onlarda hopliya
zıplaya koşmaya çalışır ya aynen öyleydi. Küçük çocuklar bile daha
güzel sopa dansı yaptılar, Hintli arkadaşlar ‘ beyaz insanlar pek güzel
dansedemez zaten’ teorisinin gerçekliğine bir defa daha inandılar. Biz köşelere saklanıp meyve suyu içtik,
yemek atıştırdık. Mumbai Belediyesi çok anlayışlı değil, yüksek sesli müzik
çalınmasından hiç hoşlanmaz, saat gece 10.30 da parti bitti, herkes evine yollandı. Hava o kadar
sıcaktı ki klimalı evlere geri
dönme fikri ortada koşturarak dans
etmekten çok iyi geldi. Televizyonda naklen yayınlanan büyük gösterilerdeki
elbiselerin ışıltısı , saç süsleri, küçük paralardan yapılmış fesler, ayaklara
takılan ziller , benim
süpermarketten alınmış Hint tuniğimin ne kadar sönük ve sıradan olduğunun altını çizdi.
Bugün büyük ayin günü. Bizim
evin yakınında semt belediyesi ve bağışta bulununan iş sahipleri ile birlikte
inşa edilen geçici tapınakta büyük , uzun
1000 kişilik ayin yapılacak, inananlara ücretiz yemek dağıtılacak. Tapınakta 5 tane insan boyundan
büyük heykel var. En ortada Durga
, arslanı, çirkin iblis kan revan içinde, en solda
Durganın oğlu fil başlı tanrı Ganesh ve faresi , onun yanında zenginlik ve bereket tanrısı Lakşmi ve baykuşu
, öbür tarafta Durganın kız kardeşi ve kuğusu en sağda Ganesh’in çok popüler olmayan kardeşi, kaytan
bıyıklı biraz ezik tanrı Kartiki.
Bunların karşısında oturularak çalınan
davullar gelen insanlara ayinde eşlik edecek. Saat 4.00 gibi ayin başlıyacak. Dün heykelleri görmeğe
gittiğimde koruma görevlileri ‘size özel bilet verelim, kalabalığa girmeyin.’
dediler; VIP değil VVIP
biletim olacakmış. Bugün
eğer beni hatırlarlarsa iyi, hatırlamazsa fotoğraf makinam yanımda, küçük su
şişesi çantamda kalabalıkta yerimi alacağım,
Devamı akşama…
No comments:
Post a Comment