Saturday, October 13, 2012

Ekim sonu Diwali


 Hindistan’a  ne zaman gelirseniz gelin, bir festivalle karşılaşırsınız.  Eğer  Eylül sonu ise tatiliniz   fil başlı  toraman tanrı Ganesh’in  eve dönüş  festivalini görmüş olursunuz. Bütün ırmak kenarları, okyanus sahilleri on gün boyunca ayinler ve suya bırakılan heykellerle doludur, Ekimin ortalarında Ganesh’in annesi ana tanrıça Durga evleri ziyarete gelir,  on kolu ile    rahatça  oturduğu arslanının üstünde   ağırlanıp yine denize, suya bırakılır.   Bu festivalin adı Navrati dır.

Dokuz gün Durganın eve gelmesi , ev halkının hayatına karışması danslarla , müzikler kutlanılır. Okul çocukları, özel dans grupları , uzun çember etekler giyerek ellerindeki çubuklarla 23 Nisan kutlamalarını andıran haraketlerle dans ederler. Giysileri ışıl ışıl küçük aynalar ve pırıltılı taşlarla donanmıştır.  Sallantılı küpeler yetmediği için kulağın arkasına dolanan zincirler, burundan kulağa kadar uzanan hızmalar,  kollarda dirseğe kadar bilezikler  üç sıra hallallarla bir bu tarafa , bir o tarafa  dönerek  dans ederler. Dokuz gun  , gürültülü, yemeli içmeli   bir eylence  en son gün  heykellerin  yine Arap denize bırakılması ile sona erer.   Dans gruplarının gösterileri büyük otellerin salonlarında görülebileceği gibi açık alanlarda, okul bahçelerinde de izlenebilir.   En büyük ayinlarden biri olan ‘Durga Pooja’ Mumbai’nin irili ufaklı bütün tapınaklarında yer alır. İzlemek istiyorsanız Juhu daki Hare Krishna tapınağının  bir Cuma akşamı gece ayini görülmeğe değer. Bütün tapınak yasemin, kasımpati ve güllerle süslenir.  Mermer sütunlar yukarıdan aşağıya çiçek demetleri ile kaplanır.    Sadece tapınak avlusunda yasemin tomurcuklarından 10 metre boyunda avizeyi görmek bile bu kalabalığa girmeğe değer. Tapınaklara ayakkabısız girilir , eğer yalinayak dolaşmak istemesseniz  mutlaka yanınızda çorap taşıyın.

Bu iki büyük kutlamanın ardından Hint külturunun en büyük kutlaması Diwali
‘Işıklar Bayramı’ zamanıdır.  Bu sene Ekim ayının sonuna denk gelen  bu bayram  tanrı Rama , eşi Sita ve Lakshmana ile iblis kıral Ravanayı yenip ülkelerine geri döndüğü zamanı , her zaman olduğu gibi iyinin kötüyü yenmesini , mutlu sonu temsil eder. Tanrıların gece karanlığında yollarını  bulabilmeleri  her yerde küçük ateşler yakılmıştır o hikayede. Bugünde evlerde küçük sevimli kandil kaplarında  en az yirmi tane küçük mumlar yakılır; evler  sokaklar yine süslenir.

Evlerin kapılarının önüne ‘rangoli’ denilen renkli toz boya ile süslü şekiller çizilir.  Eğer isteseniz bir avuç toz boya ile şekil çizmeyi, içini boyamayı deneyebilirsiniz ama işin kolayına kaçmak için yuvarlak şablonlarda kullanabilirsiniz.   Bu şablonlar mahalle pazarlarında yada gezdiğiniz tapınak önlerinde  tanesi Rs 5  ( 50 kuruş) e alınabilir. Kullanılan toz da  unufak edilmiş renkli tebeşir tozu. Tapınak kapılarında , sokaklarda ve ev önlerinde bu detaylı renkahenk  süslemelere basmaya çekinmeyin , her akşam süpürülüp yeni bir desen yapılıyor.  En beğenilen desenler arasında iki çıplak ayak izi var. Bu berket tanrısı Lakshmi’nin ayak izi.  Eve doğru çizilen bu ayak izi lakshmi’nin eve girmesini ve bereket , bolluk getirmesini temsil ediyor.   Aman dikkat eğer sizde kapınızın önüne çizeceksiniz ayakların eve doğru çizilmesine , bereketin eve yönlenmiş olmasına özen gösterin

Diwali hem iyin kötüyü yendiği , hasat zamanının sonunu , hem de  iş dünyasında mali yılın sona erdiği zamandır.    5 gün boyunca her gün farklı ayinler, farklı törenler yapılır. Birinci gün   herkese uzun ömür diliyerek kutsal Tulsi ( fesleyen)bitkisinin  yanında , deniz kenarında ateş yakılarak yapılan ayin görmeye değer. Ölüm tanrısını korkutmak için gürültülü çatpatlar, maytaplar, ses fişekleri atılır. Bütün gece süren kutlamalar  Mumbai’nin sol tarafında boydan boya uzanan sakin Arap Denizinin kumlu sahilinde yapılır tabii ki.  O gece uyumayı pek düşünmeyin. Sokaklar dans eden , küçük  ayin daha sonra da piknik yapan ve bayram sevincinin yaşayan aillerle doludur. En iyisi onlara katılmaktır. Mumbai halkı çok misafir sever. Fotoğraflarının çekilmesinden mutlu olurlar, hemen poz verirler. Hava iliktir sahilde kalabalık içinde dolaşıp  mutlu insanlar, görebileceğiniz en piriltili, en kırmızı, en pembe , en sarı sariler ,  en küçük gülümsemenin kıkırdamaya dönüştüğü, bem beyaz dişlerin ve ışıltılı gözlerin ortaya çıktığı  aileler sizi yanlarına oturmaya davet ederler. Yorulduğunuz zaman sahil kenarındaki otellerde buz gibi Kingfisher birası  yada alkolsüz moktail  yada meşhur bol sütlü, bol şekerli zencefilli masala çayı ile dinlenebilirsiniz.

İkinci gün tanrı Krishna’nın  kötü tanrı Narakasur’u yendiği , dünyayı korkudan ve zulümden kurtardığı gündür. Bugün dinlenme günüolduğu için herkes evindedir. Alış veriş merkezlerinin en sakin olduğu gündür,  küçük semt pazarları da kapalıdır. Bugün  turistler için havuz kenarında dinlenip  çekilen resimleri düzenleme ve  internette gezme günüdür.

Üçüncü gün  Mumbai’nin ışıl ışıl olduğu her  caddenin, sokağın,  evin köşebasının ışıklarlarla süslendiği çalınan müzikların otel odanıza kadar geldiği  bereket tanrısı Laxmi için ayin yapıldığı gündür. En büyük tapınaklara gitmenize gerek yok,  hava kararınca  adım başı   tapınaklarda küçük tepsiler içinde yakılan kandiller,  okunan dualar, çalınan canlar sizi bütün gece meşgul edecektir.

Dördüncü gün   yani tanrı Krishna’nın insanları  bir  kere daha kötülükten kurtarması en yeni giysilerle kutlanır. Komşulara , dedelere misafirliğe gidilir, hediyeler alınır, verilir,  mahallelerde danslı müzikli  gösteriler düzenlenir.  Tapınaklarda ki heykellerin elbiseleri değiştirilir.  Tapınak duvarlarında bu törenin zamanları belirtilir, eğer bu zamanda Hindistan’da iseniz mutlaka görmeniz gereken ayinlerden biridir. Heykeller sütle yıkanır, ışıltılı elbiseleri, takıları, süsleri değiştirilir, inananlar  bu töreni mutluluk ve gururla izlerler,

Beşinci gün  kız kardeşlere ayrılmış bir gün.  Ağabeyler  aileleri ile   kız kardeşlerinin evlerini  ziyarete giderler, kızlar da  onların alınlarına kırmızı toz nokta (tilak) dokundurur. Bütün gün ikramlarla ,  benim bir türlü öğrenemediğim kağıt oyunları ile ,   bol bol kuruyemiş, sütlü çay, envai çeşit yemek ile mutlu bir şekilde geçer.  Akşam yine sokak gezmeleri, küçük panayırlar,  dönme dolaplar,   pamuk şeker, renkli gazozlar  külahlar içinde fıstık, leblebi,  poğaçaya benzeyen bol baharatlı  bir lokmada yenebilcek sokak yemekleri ile geç saatlere kadar sürer Eğer sokaktan yiyecekçeniz, dikkat edin,  kızartma için kullanılan hardal yağı alışkın olmayan midenize dokunabilir.   Daha güvenceli olmak istiyorsanız  büyük otellerin Diwalı menülerinde bütün istediklerinizi yiyebilirsiniz.

Hindistan’ın sakin günü yoktur nerdeyse.  Her zaman mutlaka bir heyecan  vardır. Eğer Ekim sonu sizin için uygun bir zamansa mutlaka Diwali kutlamalarını, bu ışıkları, gürültüyü, pırıl pırıl elbiseleri,  yemekleri  Sonbaharın ılık  havasında  kaçırmayın.



No comments:

Post a Comment