Hindistan’a ne zaman
gelirseniz gelin, bir festivalle karşılaşırsınız. Eğer Eylül sonu
ise tatiliniz fil başlı toraman tanrı Ganesh’in eve dönüş festivalini görmüş olursunuz. Bütün ırmak kenarları, okyanus
sahilleri on gün boyunca ayinler ve suya bırakılan heykellerle doludur, Ekimin
ortalarında Ganesh’in annesi ana tanrıça Durga evleri ziyarete gelir, on kolu ile rahatça
oturduğu arslanının üstünde
ağırlanıp yine denize, suya bırakılır. Bu festivalin adı Navrati dır.
Dokuz gün Durganın eve gelmesi , ev
halkının hayatına karışması danslarla , müzikler kutlanılır. Okul çocukları,
özel dans grupları , uzun çember etekler giyerek ellerindeki çubuklarla 23
Nisan kutlamalarını andıran haraketlerle dans ederler. Giysileri ışıl ışıl
küçük aynalar ve pırıltılı taşlarla donanmıştır. Sallantılı küpeler yetmediği için kulağın arkasına dolanan
zincirler, burundan kulağa kadar uzanan hızmalar, kollarda dirseğe kadar bilezikler üç sıra hallallarla bir bu tarafa , bir o tarafa dönerek dans ederler. Dokuz gun , gürültülü, yemeli içmeli bir eylence
en son gün heykellerin yine Arap denize bırakılması ile sona
erer. Dans gruplarının
gösterileri büyük otellerin salonlarında görülebileceği gibi açık alanlarda,
okul bahçelerinde de izlenebilir.
En büyük ayinlarden biri olan ‘Durga Pooja’ Mumbai’nin irili ufaklı
bütün tapınaklarında yer alır. İzlemek istiyorsanız Juhu daki Hare Krishna
tapınağının bir Cuma akşamı gece
ayini görülmeğe değer. Bütün tapınak yasemin, kasımpati ve güllerle
süslenir. Mermer sütunlar
yukarıdan aşağıya çiçek demetleri ile kaplanır. Sadece tapınak avlusunda yasemin
tomurcuklarından 10 metre boyunda avizeyi görmek bile bu kalabalığa girmeğe
değer. Tapınaklara ayakkabısız girilir , eğer yalinayak dolaşmak
istemesseniz mutlaka yanınızda
çorap taşıyın.
Bu iki büyük kutlamanın ardından Hint
külturunun en büyük kutlaması Diwali
‘Işıklar Bayramı’ zamanıdır. Bu sene Ekim ayının sonuna denk
gelen bu bayram tanrı Rama , eşi Sita ve Lakshmana ile
iblis kıral Ravanayı yenip ülkelerine geri döndüğü zamanı , her zaman olduğu
gibi iyinin kötüyü yenmesini , mutlu sonu temsil eder. Tanrıların gece
karanlığında yollarını
bulabilmeleri her yerde küçük
ateşler yakılmıştır o hikayede. Bugünde evlerde küçük sevimli kandil
kaplarında en az yirmi tane küçük
mumlar yakılır; evler sokaklar
yine süslenir.
Evlerin kapılarının önüne ‘rangoli’ denilen
renkli toz boya ile süslü şekiller çizilir. Eğer isteseniz bir avuç toz boya ile şekil çizmeyi, içini
boyamayı deneyebilirsiniz ama işin kolayına kaçmak için yuvarlak şablonlarda
kullanabilirsiniz. Bu
şablonlar mahalle pazarlarında yada gezdiğiniz tapınak önlerinde tanesi Rs 5 ( 50 kuruş) e alınabilir. Kullanılan toz da unufak edilmiş renkli tebeşir tozu.
Tapınak kapılarında , sokaklarda ve ev önlerinde bu detaylı renkahenk süslemelere basmaya çekinmeyin , her
akşam süpürülüp yeni bir desen yapılıyor. En beğenilen desenler arasında iki çıplak ayak izi var. Bu
berket tanrısı Lakshmi’nin ayak izi.
Eve doğru çizilen bu ayak izi lakshmi’nin eve girmesini ve bereket ,
bolluk getirmesini temsil ediyor.
Aman dikkat eğer sizde kapınızın önüne çizeceksiniz ayakların eve doğru
çizilmesine , bereketin eve yönlenmiş olmasına özen gösterin
Diwali hem iyin kötüyü yendiği , hasat
zamanının sonunu , hem de iş
dünyasında mali yılın sona erdiği zamandır. 5 gün boyunca her gün farklı ayinler, farklı
törenler yapılır. Birinci gün
herkese uzun ömür diliyerek kutsal Tulsi ( fesleyen)bitkisinin yanında , deniz kenarında ateş yakılarak
yapılan ayin görmeye değer. Ölüm tanrısını korkutmak için gürültülü çatpatlar,
maytaplar, ses fişekleri atılır. Bütün gece süren kutlamalar Mumbai’nin sol tarafında boydan boya
uzanan sakin Arap Denizinin kumlu sahilinde yapılır tabii ki. O gece uyumayı pek düşünmeyin. Sokaklar
dans eden , küçük ayin daha sonra
da piknik yapan ve bayram sevincinin yaşayan aillerle doludur. En iyisi onlara
katılmaktır. Mumbai halkı çok misafir sever. Fotoğraflarının çekilmesinden
mutlu olurlar, hemen poz verirler. Hava iliktir sahilde kalabalık içinde dolaşıp mutlu insanlar, görebileceğiniz en piriltili,
en kırmızı, en pembe , en sarı sariler ,
en küçük gülümsemenin kıkırdamaya dönüştüğü, bem beyaz dişlerin ve
ışıltılı gözlerin ortaya çıktığı
aileler sizi yanlarına oturmaya davet ederler. Yorulduğunuz zaman sahil
kenarındaki otellerde buz gibi Kingfisher birası yada alkolsüz moktail
yada meşhur bol sütlü, bol şekerli zencefilli masala çayı ile
dinlenebilirsiniz.
İkinci gün tanrı Krishna’nın kötü tanrı Narakasur’u yendiği ,
dünyayı korkudan ve zulümden kurtardığı gündür. Bugün dinlenme günüolduğu için
herkes evindedir. Alış veriş merkezlerinin en sakin olduğu gündür, küçük semt pazarları da kapalıdır.
Bugün turistler için havuz
kenarında dinlenip çekilen
resimleri düzenleme ve internette
gezme günüdür.
Üçüncü gün Mumbai’nin ışıl ışıl olduğu her caddenin, sokağın,
evin köşebasının ışıklarlarla süslendiği çalınan müzikların otel odanıza
kadar geldiği bereket tanrısı
Laxmi için ayin yapıldığı gündür. En büyük tapınaklara gitmenize gerek
yok, hava kararınca adım başı tapınaklarda küçük tepsiler içinde yakılan
kandiller, okunan dualar, çalınan
canlar sizi bütün gece meşgul edecektir.
Dördüncü gün yani tanrı Krishna’nın insanları bir kere daha kötülükten kurtarması en yeni giysilerle kutlanır.
Komşulara , dedelere misafirliğe gidilir, hediyeler alınır, verilir, mahallelerde danslı müzikli gösteriler düzenlenir. Tapınaklarda ki heykellerin elbiseleri
değiştirilir. Tapınak duvarlarında
bu törenin zamanları belirtilir, eğer bu zamanda Hindistan’da iseniz mutlaka
görmeniz gereken ayinlerden biridir. Heykeller sütle yıkanır, ışıltılı
elbiseleri, takıları, süsleri değiştirilir, inananlar bu töreni mutluluk ve gururla izlerler,
Beşinci gün kız kardeşlere ayrılmış bir gün. Ağabeyler
aileleri ile kız kardeşlerinin evlerini ziyarete giderler, kızlar da onların alınlarına kırmızı toz nokta
(tilak) dokundurur. Bütün gün ikramlarla , benim bir türlü öğrenemediğim kağıt oyunları ile , bol bol kuruyemiş, sütlü çay,
envai çeşit yemek ile mutlu bir şekilde geçer. Akşam yine sokak gezmeleri, küçük panayırlar, dönme dolaplar, pamuk şeker, renkli gazozlar külahlar içinde fıstık, leblebi, poğaçaya benzeyen bol baharatlı bir lokmada yenebilcek sokak yemekleri
ile geç saatlere kadar sürer Eğer sokaktan yiyecekçeniz, dikkat edin, kızartma için kullanılan hardal yağı
alışkın olmayan midenize dokunabilir. Daha güvenceli olmak istiyorsanız büyük otellerin Diwalı menülerinde
bütün istediklerinizi yiyebilirsiniz.
Hindistan’ın sakin günü yoktur nerdeyse. Her zaman mutlaka bir heyecan vardır. Eğer Ekim sonu sizin için uygun
bir zamansa mutlaka Diwali kutlamalarını, bu ışıkları, gürültüyü, pırıl pırıl
elbiseleri, yemekleri Sonbaharın ılık havasında kaçırmayın.
No comments:
Post a Comment