Tuesday, May 7, 2013

Bir tapinak daha, bir kutlama daha


Hindistan’a festivaller ülkesi denmesinde hiç bir yalan yoktur gerçekten.  Mumbai’de nerdeyse her gün binlerce tanrıdan birinin önemli bir günü karşınıza çıkar. Bir gün su bulmak için ok atar  bir tanrı, o gün kulları tarafından kutlanılır, öbür gün başka bir tanrının doğum günüdür,  tanrıçanın köye geldiği gündür, dağı eliyle kaldırdığı, kötü devi yendiği, evlendiği, yani kulların kutlama yapması için her gün bir neden vardır nerdeyse.   Tanrılar tapınaklarda sakin sakin kullarını izlerken , yollar sokaklar bayraklarla,  kavunici çiçekler, güzel kokular, tütsü, sandal ağacı tozu, küçük kandiller, yasemin dizileri, gonca muz çiçekleri ile donanır. Tuktuk sesleri, açık hava çamaşırhanesine bohça bohça yıkanacak giysi götüren bisikletli  dhobiwallalar, bıçak bileciyileri, pamuk atıcıları, Jaguar arabalar,  sepet içinde çok lezzetli küçük kıtır toplarla satılan pani puriler , ekmek arası bol acılı patates köfteleri,  baygın kokusuna inanamıyacağınız francipanı ağaçları, tapınaklardan yankılanan irili ufaklı çan sesleri, beyaz minareli, mavi çini işlemeli duvarlı camilerden uzun eteklerini toparlayarak yürüyen insanlara karışır, sıcağa alışkın Mumbai tozlu, kirli mavi, bulutsuz gökyüzü ile  festival dolu hayatına gümbür gümbür devam eder.

Fil başlı tanrının denize indirilmesi, uçurtma bayramı, boya festivali gibi büyük ve gürültülü festivallerin arasına sıkışmış, dini hikayelere göre  çok önemli, turistlerden uzak sadece bu ülkede yaşayanların bildiği  kaçılrilmaması gereken bazı festivaller de vardır. Bunlardan biri  Jain dininin kurucularından   Mahavir‘in doğum günüdür.  Dini günler ayın  durumuna göre belirlendiği için her yıl değişen gün bu yıl Nisan  ayının sonuna  rast geldi ve  baştan aşağı beyaz mermerden yapılmış Jain tapınaklarında kutlandı.

O gün için özel alınan en yeni  ve en temiz harmanilerini giydiler inananlar.  Hiç bir canlıya zarar vermemeleri için çıplak ayakla ve ağızlarına  mendil kapatarak sabah erkenden tapınakların mermer serinliğine ulaştılar.   Güney Bombay, Malabar Hill’deki  turistlere alışkın tapınak her yıl bu toren için dolar taşar.  Kuzey’de daha sakin, daha alçak gönüllü Vile Parlede’ki tapınak bir hafta öncesinden güzel kokulu sularla yıkandı, ziyaretçilere hazırlandı. Tapınağın girişinde büyük yuvarlak basalt taşların üstünde sandal ağacı öğütülüp, gül suyu katılarak   alınlara sürülecek sarı macun yapıldı.  Eger çekinip  iceri girmezseniz sokağın köşesinden çıplak ayaklı, harmanili, ellerinde küçük  çantalarla pirinç taşıyarak tapınağa giren çıkan teyzelere, amcalara  bakakalırsınız.  Yakılan tutsülerle  ince bir sis perdesi  arkasından bakarsınız hayata;  hava öğütülen sandal ağacı, gül suyu ve yasemin kokar, giremediğiniz tapınaktan insanların dokunduğu  çan sesleri  uzak dualara, davul seslerine  karışır.  İçerde mermer kakmalı  salonda inananlar   kısa ayaklı masalarda bir torba pirinçle  geometrik şekiller,  dört noktalı gamalı haçlar çizerler. 
Duvarlara asılmış tesbihler Mahavir’in  rahat, sakin, derin düşünce ile ağırlaşmış badem gözlerinde huzur bularak her boncuğuna dokuz dua okunarak çekilir. Tapınağın üçüncü kat balkonundan aşağıdaki insan seline  bakmaktan duvarların mermer işçiliğine, tavandaki göbekli kristal avizeye bakmayı unutur insanlar . Siz oraya buraya bakına durun yaşlı teyzeler bileğinize kırmızı ipe bağlanmış küçük dua sözcükleri sarar, mutlaka yemeğe de kalmanız için ısrar eder.

Törenden sonra  kazanlarla pişen  ücretsiz yemek dağıtılır. Jainler et yemezler tabii ki ve soğan, sarımsak, zencefil, yani toprağın altında yetişen hiç bir şeye te itibar etmezler.  Belkide hep birlikte yendiği için pilav ve dört beş çeşit sebze yemeği  çok lezzetlidir.  Yemek bitirilip tapınağın serinliğinden  dışarı  çıkanları Mumbai  tozu, gürültüsü, karmaşası, yapış yapış sıcağı ile kucaklar.  Karınları tok, sırtları pek arabalarına binip her günkü  sakin, kavgadan, karmaşadan  uzak hayatlarına devam ederler Jain’ler.

İnanmıyacaksınız ama  tanrı Ram’ın doğum günü de aşağı yukarı aynı tarihlerde.  Kavunici çiçekler, leylaklar, beyaz güller sepet sepet tapınaklara taşınır.   Tapınak  göl haline getirilir,  Ram ve eşi Sita sandalla gezmeye çıkarlar.  Siz siz olun bu kutlamayı da kaçırmayın.



No comments:

Post a Comment